Siyah saçlı çocuğu tanımamıştı. Daha birkaç saat önce, keman öğretmeninin evindeyken onun fotoğrafına bakıyordu. "Sana iki Stravagante getireceğim demiştim, değil mi Georgia?" dedi Paolo gülümseyerek.

"Lucien!" dedi Georgia ve kayboluverdi.

Georgia sonunda, yeterince para biriktirmiş ve uzun zaman önce antikacıda gördüğü kanatlı atı alabilmişti. Onu, kendisi için önemini öğrenirse yapacaklarına karşı, üvey kardeşi Russell'dan saklaması gerektiğini biliyordu. Ama bilmediği bir şey vardı. Bu küçük at ona bambaşka bir zamanı yaşayan bambaşka bir dünyaya kaçış olanağı sağlayacaktı: İtalya'daki Siena şehrine benzeyen, ama ondan oldukça farklı yollarla varlığını sürdüren on altıncı yüzyıl Remora'sına...

“Gücün, entrikanın ve uçan atların muhteşem hikâyesi…”
The Bookseller

“Bakış açıları ve mekânlar arasında sık geçişler olması hikâyeye sürükleyici bir anlatım kazandırıyor, okur macera dolu bir gezintiye çıkıyor. İlk kitaba muhteşem bir devam niteliğinde.”
The Booklist

“Kahramanlar uzamda ve zamanda yolculuk yapıyor ve yaratılan dünyanın zenginliği içinde gizemli varlıklarla karşılaşıyorlar. Küçük bir kanatlı at, 15 yaşındaki Georgia’yı Yıldızlar Şehri’ne götürüyor. Georgia kendini, gerçek bir kanatlı atın doğumunun ardından entrikalarla çevrelenen bir dünyada buluyor.”
Publishers Weekly

“İlk kitabının hayranları serinin devamını yine ilgi çekici bulacak.”
School Library