Bir efsanenin doğuşu...
Andreas Steinhöfel'in klasikleşen serisi “Riko ve Oskar”ın köklerine inen Riko ve Gizemli Sokak Lambası, Riko karakterinin henüz herkesin kalbini fethetmeden önceki erken çocukluk dönemiyle buluşturuyor bizleri.
Özel çocukların gündelik hayatta karşılaştıkları zorlukları dramatize etmekten kaçınarak aktaran yazar, okuru bireysel farklılıklar hakkında bilinçlendirirken hem duyarlı hem de komik bir metne imza atıyor.
Akıllarda yer edecek hikâyesiyle eğlenceli bir ilk okuma deneyimi vadeden kitap, Lena Winkel'in ince detaylarla süslenmiş pastel tonlardaki çizimleriyle gözlere âdeta ziyafet çektiriyor.
Riko, “farklı düşünen” bir çocuktur. Sanki köşeleri dönerek düşünüyordur.
Öte yandan, köşeleri dönemediği için hep dosdoğru yürüyor ve hatta bu nedenle sürekli kayboluyordur. Berlin gibi büyük bir şehirde yaşayan küçük bir çocuk için, feci bir tehlikedir bu!
Ya yine kaybolduğu bir gün şehir merkezinden uzaklaşana kadar hiç durmadan yürüyecek olursa?
Şimdilik telaşa gerek yok. Zaten evden pek çıkmıyor Riko.
Ama okula başladığında? Neyse ki annesinin bu sorun için harika bir çözüm planı vardır...
Özel çocukların kent yaşamına katılımı ve okula uyumu üstüne düşündüren Riko ve Gizemli Sokak Lambası; kişiyi kendisi yapan farklılıklarına saygı duymanın önemini yineliyor, herkesi sağduyulu davranmaya çağırıyor.
Steinhöfel'in otuzdan fazla dile çevrilen efsane serisinin başlangıç hikâyesini anlatan bu neşeli kitap, Riko'nun sıradışı dünyasını daha iyi anlamlandırabilmek için harika bir tanışma ortamı yaratıyor.
Unutmadan soralım: Berlin'deki tüm üçgenler nereye kaybolmuş olabilir?