Bazen bir ömür yetmez insana...
Klasik bilimkurgunun öncülerinden John Wyndham'ın yeni bir dünya düzeni müjdelediği Likenlerin Sırrı adlı romanı, çığır açıcı bir projenin pimini çekiyor ve insanlık kadar eski bir hayali muktedir kılıyor.
Kaderi yeniden tayin etmeye yarayacak bilgeliğin ardında yatan sırları açığa çıkaran kitap, iki ya da üç katına ulaşacak bir yaşam süresini kadın-erkek ilişkileri nezdinde etraflıca irdeliyor.
Heyecan verici kurgusunun satır aralarında 60'lı yıllar için son derece tuhaf, hatta alışılmadık derecede cesur sayılabilecek bir meseleyi, feminizmi odağına alan yazar; toplumsal cinsiyet rollerine yönelik tektipleşen anlayışı ve hastalıklı zihniyeti de ustalıkla yansıtıyor.
“Birey İnsanı, Kurum İnsanı ile bir ölüm kalım mücadelesine girecek ve bu durumdan ciddi bir şizofreni doğacak...”
Biri kariyerinin başında öteki doruğunda olan Diana ve Francis'in yolları tesadüfen kesişir. Dünyayı değiştirecek bir çalışmaya doğru usulca yelken açan iki idealist biliminsanı, birlikte, ayrı ayrı ama yan yana, basit bir likenden yola çıkarak inanılmaz bir buluşa imza atarlar. Zamanla her şey azıcık tuhaf ve hatta belki biraz da arapsaçına dönecek gibi görünse de çok daha uygar bir yaşam kapıdadır. Kadınların dünyası, çiçeklerle dolu uzun bir yaza yüz çevirmeyi başarmıştır nihayet. Fakat seneler sürecek yepyeni bir yaşam vaadi olanca cazibesiyle göz kırparken, kadın hakları ve kadınların yüzyıllara yayılmış ötekileştirilme geçmişi de yürek burkan bir gerçeklikle önlerinde serilmektedir...
Uzun bir ömrün artılarını ve eksilerini kamusal düzen, iş dünyası, aile kurumu, sosyal çevre gibi farklı dinamikleri gözeterek masaya yatıran Likenlerin Sırrı, nihayetinde okurları her daim düşünmekten ve düşlemekten keyif alacakları bir soru ile baş başa bırakıyor: “Yaşayacak iki ya da üç ömrünüz olsa, bunu hangi koşullarda nasıl geçirmek isterdiniz?”