Arjantin edebiyatının keskin kalemlerinden Ricardo Piglia’nın fütürist polisiyesi Yok Şehir, totaliter sistemlerin hasıraltı ettiği toplumsal travmayı dile dökmenin olanaklarını araştıran, ezber bozan bir roman.
Zamanı esnetip okurun zihninde belirsizleştirerek, bastırılmış ve sessizleştirilmiş gerçeklerin gün yüzüne taşınmasına aracılık eden bu merak uyandırıcı kitap, Arjantin’in dününü ve bugününü gözü pek bir kültürel ve siyasi kavrayışla ele alıyor.
Sözcüklere, hikâyelere ve anlatıcının konumuna dair derin bir anlam sorgusuna dönüşen roman, topyekûn resmî tarih anlatısının karşısına bedenin, öznelliğin ve parçalı gerçekliklerin hakikatini koyuyor.
Buenos Aires’teki günlük bir gazetede muhabir olarak çalışan Junior, Elena adlı bir kadının hafızasını barındıran bir makinenin varlığını öğrenir. Devletin işlediği suçlara ve hak ihlallerine dair hikâyeler anlatan makine sayesinde gerçeklik, kendine yeraltında yeni yollar açarak bütün ülkeye yayılır. Tanıklıklar insanlara ulaştıkça devlet otoritesi için birer tehdide dönüşür. Polis makineyi durdurmanın, Junior ise hikâyelerin kaynağına yani Elena’ya ulaşmanın peşindedir.
Piglia’nın cesaret isteyen kavramları olağanüstü bir incelikle ele aldığı Yok Şehir, “hatırlamak” olgusu üzerine temellendirdiği gerçeküstü anlatımıyla, zamanımıza hitaben kaleme alınmış, ulusal sınırları aşan bir başyapıt...
"Bunlar unutulmuş dünyalar, diye düşündü, artık kimse hayatın anısını saklamıyor. Geleceği çocukluğumuza ait bir evmiş gibi görüyoruz."
“Piglia, Gabriel García Márquez’in ışıltılı zamanlarından bu yana Latin Amerika’dan çıkan en iyi yazar olabilir. Yok Şehir her koşulda bir başyapıt.”
Kirkus Review