Resim: Oğuz Demir
6 Eylül sabahı ilk ders zilinin çalmasından bu yana içimiz içimize sığmıyor. Çocuklarımızın uzun ve zorunlu bir aradan sonra okullarına kavuşması bu yılki güz mevsimini çok daha renkli ve anlamlı kılıyor.
 
Matbaadan henüz ulaşan kültür ve eğitim kitaplarımızın tatlı telaşı, yeni yayın dönemi katalog hazırlıkları, sezon öncesinde bayilerimizle gerçekleştirdiğimiz özel buluşmalar derken yine dopdolu geçen bir ayı geride bırakmanın huzurunu yaşıyoruz.
 
Neşeyle karşıladığımız eylül ayı, takipçilerimizin uzun süredir merakla yolunu gözledikleri kitapların da müjdecisi oluyor. Çocuk edebiyatındaki 30. yılını kutlayan Aytül Akal, ''Süper Gazeteciler'' serisinin 5. halkası Son Baskı'yla çok yakında okurlarla buluşuyor. Sevilen serinin ilk dört cildi de ayrıca yepyeni kapaklarıyla yine bu ay raflara giriyor. Miyase Sertbarut, Bir Gün Herkes... ile görünmez olmanın mı, yoksa görünür olmanın mı hayatı kolaylaştırdığını sorguluyor. Hanzade Servi, Kora ile Kelebek'te birbiriyle zıt iki karakterin aynı evde yaşama hikâyesini içtenlikle resmediyor. Gülümse'nin yaratıcısı Raina Telgemeier'ın Eisner Ödüllü çizgi romanı Haydi Biraz Cesaret ise esin verici bir kendini kabullenme öyküsü anlatıyor.

Eylül ayı, önemli bir projeye imza atan Delidolu'nun yayıncılık tarihi için de bir kilometre taşı aynı zamanda. Joan Kim Erkan'ın kaleme aldığı Kim Bu, Türkçe ve İngilizce dillerinde basılarak eşzamanlı olarak yayımlanmaya hazırlanıyor.

Bültenimiz ise yine rengârenk: Mavisel Yener, çocukların okuma ve yazma becerilerini geliştirmelerine katkı sunmak amacıyla hazırladığı Günlük de Neyin Nesi? adlı kitabını okumak için 10 neden sıralıyor. Betül Avunç, çeyrek asrı geride bırakan ''İkiz Gezginler'in Serüvenleri''ni kaleme alış hikâyesini anlatıyor. Can Göknil çizgiden beslenen yazma tutkusunu ''Yazmasam Olmazdı'' köşemizde satırlara döküyor. Geçtiğimiz ay Uluslararası Turhan Selçuk Karikatür Yarışması'nda büyük ödüle değer görülen yetenekli çizerlerimizden Oğuz Demir ise ''Çizginin Ucunda''ya konuk oluyor...

Bu arada, uzun süredir üzerinde titizlikle çalıştığımız tudemkitabevi.com açıldı! Kullanıcı dostu tasarımıyla 7/24 hizmetinizde olan online kitabevimiz, İstanbul, Ankara ve İzmir'deki Tudem kitabevlerini aratmayacak keyifli bir alışveriş deneyimi vadediyor. Ziyaret etmeyi unutmayın!

Ekim ayında yeniden buluşana değin, sağlıkla ve kitaplarla kalın...
tudemkitabevi.com yenilendi!

Okurlarımıza çok daha hızlı, kaliteli ve güvenli bir alışveriş deneyimi sunabilmek için çevrimiçi kitabevimizi yeniledik.


Kullanıcı dostu tasarımı, işlevsel arayüzü ve kusursuz işleyen gizlilik ve güvenlik önlemleri ile 7/24 hizmetinizde olan tudemkitabevi.com, sorunsuz bir çevrimiçi alışveriş hizmeti için gereken tüm altyapıyı eksiksiz sağlıyor. 

Markalara göre değişen indirim oranları, çeşitli kampanya seçenekleri ve zengin ürün yelpazesiyle İstanbul, Ankara ve İzmir'deki Tudem kitabevlerini aratmayacak keyifli bir alışveriş deneyimi yaşamak için hemen tıklayın: tudemkitabevi.com

Yenilenen kitabevimize Android ve IOS uygulamaları üzerinden de kolayca erişebilirsiniz. 
Tudem bayileriyle keyifli bir boğaz gezisi yaptık.

Tudem Yayın Grubu'nun İstanbul, Trakya ve Kocaeli bayileri ile çalışanları, 10 Ağustos Salı günü, Turyol Bosfor Gemisi'nde düzenlenen özel bir akşam yemeğinde buluştu.

120'yi aşkın Tudem dostunu bir araya getiren gecede, konuklar 2021-2022 eğitim öğretim yılı ile ilgili fikir alışverişinde bulundu. 

Tudem Yayın Grubu Genel Müdürü Sinan Çam'ın ve Satış Müdürü Sertaç Doksan'ın ev sahipliğinde gerçekleşen davet, İstanbul Boğazı'nın müthiş atmosferi eşliğinde keyifli dakikalara tanık oldu. Geceye katılan bayi ve ekip arkadaşları yoğun sezon öncesi bol bol moral depoladı.
Tudem bayileriyle İzmir Tarihî Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi'nde buluştuk.

Tudem Yayın Grubu'nun İzmir ve çevre illerdek
i bayileri ile çalışanları, 31 Ağustos Salı akşamı, Tarihî Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi'nin bahçesinde düzenlenen yemekte bir araya geldi.
 
100'ü aşkın konuğun katıldığı gece boyunca yeni eğitim öğretim yılı öncesinde karşılıklı bilgi ve deneyim aktarımı yapıldı. 
 
Yoğun geçecek bir sezon için moral toplayan konuklar, Tudem ailesinin bir parçası olmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Oğuz Demir'e büyük ödül!

Milas Belediyesi tarafından bu yıl 11. kez düzenlenen Uluslararası Turhan Selçuk Karikatür Yarışması'nda birincilik ödülü, değerli çizerlerimizden Oğuz Demir'in oldu.
 
59 farklı ülkeden 443 karikatüristin toplam 1773 karikatürle katıldığı yarışmada dereceye giren eserler, Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat'ın başkanlığında; Ruhan Selçuk, Kamil Masaracı, İzel Rozental, Ohannes Şaşkal, Tayfun Akgül, Zeynep Özatalay, Muhammet Bakır Agnes Lanchon ve Mehmet Nergiz'den oluşan seçici kurul tarafından belirlendi.
 
Ödül töreni ve sergi açılış tarihinin, pandemi koşulları nedeniyle ilerleyen aylarda gerçekleştirileceği duyuruldu.
 
Oğuz Demir'i yürekten kutluyor ve başarılarının devamını diliyoruz.
Edebiyatın Harikalar Diyarı Çocuk Kitapları Fuarı'ndaydık!

İstanbul Şişli Belediyesi işbirliği ile, tarihçi, sümerolog ve bilim insanı Muazzez İlmiye Çığ'ın onuruna, 28-29-30 Ağustos tarihlerinde, Nişantaşı Nilüfer Hatun Ortaokulu'nun bahçesinde gerçekleştirilen ''Edebiyatın Harikalar Diyarı Çocuk Kitapları Fuarı''nın katılımcıları arasında yer aldık.

Şişlili okurlarımızla yazın son günlerinin tadını kitapların serinletici gölgesi altında çıkardık.
 
Sevilen yazarlarımızdan Aşkın Güngör ile başarılı çizerimiz Hicabi Demirci'nin de imza programı düzenledikleri fuar, eşzamanlı olarak atölye, gösteri gibi pek çok yan etkinliğe de ev sahipliği yaptı.
Storytel'deki kitaplarımız keşfedilmeyi bekliyor... 

Sahilde, parkta, hatta bisiklet sırtında; Tudem'in kitapları dilediğiniz zaman kulağınızda ve e-kitap okuyucunuzun ekranında. Üstelik öğrencilere yüzde 50 indirim avantajıyla!

Tudem Yayın Grubu'nun geniş kitlelere ulaşarak klasiğe dönüşen
eserleri Storytel'in sesli ve e-kitap kütüphanesinde keşfedilmeyi bekliyor!

Yetkin Dikinciler gibi usta oyuncuların yanı sıra deneyimli seslendirme sanatçılarının ya da yazarlarımızın kendi sesinden yayına hazırlanan sesli kitaplarımız ile çoksatan kitaplarımızın e-kitap edisyonları, dünyanın her yerindeki Storytel abonelerine ulaşarak edebiyatın sınırlarını bir kez daha genişletiyor.

Storytel Tudem kitaplığı için tıklayın.
Storytel Delidolu kitaplığı için tıklayın
 
 
Yeni eğitim öğretim yılına hazırız!

Tudem Yayın Grubu, okul öncesinden liseye farklı yaş gruplarındaki öğrencilere hitap eden eğitim yayınları ve öğretmenlere sunduğu teknoloji desteğiyle yeni eğitim öğretim yılına hazır!

Okul öncesinden liseye, 300 çeşit yayın...
Tudem Yayın Grubu'nun yeni eğitim öğretim yılı için hazırladığı ürün gamında Tudem Eğitim, BlokTest, Uçanbalık Eğitim ve BilgiKüpü markalarıyla okul öncesinden liseye kadar farklı yaş gruplarındaki öğrencilere hitap eden toplam 300 çeşit ürün bulunuyor.


Tudem Yayın Grubu Genel Müdürü Sinan Çam, ''1984 yılından bu yana nitelikli eğitim yayıncılığı anlayışından ödün vermeden ürettiğimiz kitap ve setlerle öğrenciler, öğretmenler ve anne babaların tercihi olduk. 2021-2022 eğitim öğretim yılında da öğrencilerin ihtiyacını, seviyesini ve öğretim programlarını esas aldığımız yayınlarımız ve öğretmenlerimize sunduğumuz teknoloji destekli zengin içerikler ile en iyiyi hedefliyoruz,'' diyor.


Uçanbalık Kataloğu'nu incelemek ve bilgisayarınıza indirmek için tıklayın

İlkokul Eğitim Kataloğu'nu incelemek ve bilgisayarınıza indirmek için 
tıklayın

Ortaokul Eğitim Kataloğu'nu incelemek ve bilgisayarınıza indirmek için
tıklayın.
Güz mevsimini yeni kitaplarla karşılamanın sevincini paylaşıyoruz...

Yazarları, çizerleri, çevirmenleri, editörleri, grafikerleri ve tüm paydaşlarıyla kalbi her mevsim kitaplarda atan Tudem, 2021 güzünde de yine düşünen, sorgulayan ve düş kuran okurlarının yanı başında olmayı sürdürüyor.
 
Özgün ve nitelikli yapıtların izini süren, takipçilerini hep en iyiyle buluşturmayı ilke edinen Tudem, yeni yayın dönemini sınırları ve engelleri aşan bir edebiyat anlayışıyla şekillendiriyor.
 
Yüz binlerce çocuğa ulaşan serilerin devam kitapları, ödüllü yazarların merakla beklenen romanları...

Çocuk edebiyatındaki 30. yılını geride bırakan Aytül Akal, okur sayısı beş yüz bini bulan ''Süper Gazeteciler'' serisinin 5. halkası Son Baskı'yla güncel toplumsal meseleleri sürükleyici bir kurguyla ele alıyor. Kuşaklarca okunan ''İkiz Gezginler''in yeni serüveni Yeşillikler Ülkesi'nde, okurlarını Cumalıkızık'tan Çekirge'ye götürüyor ve Betül Avunç rehberliğinde, efsanelerle dolu bir Bursa kent gezisine çıkarıyor.
 
Çocuk ve gençlik yazınımızın ufuk açıcı yazarlarından Miyase Sertbarut, Bir Gün Herkes... ile görmezden gelinenler ile görünmezliği arayanların düşlerini kesiştiriyor. Duyarlı kalemiyle odağına aldığı her konuyu ustalıkla işleyen Güzin Öztürk, Süper Koşucu ile kitapseverleri bir kahkaha hortumuna dâhil ediyor. Hanzade Servi, ödüllü romanı Kora ile Kelebek'te birbiriyle zıt iki karakterin aynı evde yaşama hikâyesini içtenlikle resmediyor. Türkçenin nabzını tuttuğu eserleriyle tanınan Dilek Yardımcı ise Benim Duvardan Farkım Ne? adlı kitabıyla küçük bir cezanın harikulade bir ödüle dönüşmesini gözler önüne seriyor.
 
Dünya çocuklarının okuduğu kitaplar şimdi Türkçede!
 
Guardian Çocuk Edebiyatı Ödüllü Benim Adım Hiç Kimse'nin yazarı Frank Cottrell-Boyce'un imzasını taşıyan Kaçak Robot, eğlenceli üslubu ve ayrıntılı kurgusuyla pek de sıradan olmayan bir arkadaşlığın ardında yatanları mizahi bir şekilde ele alıyor. Türkiye'de geniş bir hayran kitlesi bulunan Cary FaganYol Arkadaşım Banjo'da bu kez güzel sanatlara ve onun da özelinde, özgürlük arayışı içindeki küçük bir çocuğun öyküsüne eğiliyor. Hem yazıp hem resimlediği çalışmalarıyla dünya çapında tanınan Eva Furnari, küçük okurlarını Prens Burnubüyük ile gülerken düşünmeye davet ediyor. Milada Rezková'ya ait Sakın Korkma! ise korkuyu çok daha yakından tanımak, korkuyla başa çıkmanın yollarını öğrenmek üzerine dört başı mamur bir başucu kitabı olarak her yaştan okuru selamlıyor.

Sizleri, Tudem Edebiyat markası altında raflardaki yerini alacak yeni kitaplarımızın, genişleyen koleksiyonlarımızın ve okuma kültürünün yaygınlaşması için projelendirdiğimiz güncel çalışmalarımızın tanıtıldığı kataloğumuza göz atmaya davet ediyoruz. 

Kataloğu incelemek ve bilgisayarınıza indirmek için
tıklayın.
Tudem'in tüm yayınları tek bir katalogda!

Tudem Yayın Grubu, güz döneminde de çocukları ve yetişkinleri iyi kitaplar ve nitelikli eğitim yayınlarıyla buluşturmayı sürdürüyor.

Yayın grubu bünyesindeki Delidolu, Desen, Tudem Edebiyat, Uçanbalık, Tudem Eğitim, BlokTest, BilgiKüpü ve Uçanbalık Eğitim markalarından çıkan bini aşkın kitabın yer aldığı Güz 2021 Genel Kataloğu okurlara yine dopdolu bir sezonu müjdeliyor.

Marka ve yaş gruplarına göre listelenen kitaplarla ilgili daha fazla bilgi için www.tudem.com adresini ziyaret edebilir, Tudem Yayın Grubu sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz. 

Kataloğu incelemek ve bilgisayarınıza indirmek için
tıklayın.
Okul öncesi eğitime yeni yaklaşımlar...
 
Tudem Yayın Grubu'nun erken öğrenme dönemindeki çocukları nitelikli eğitim kitapları ve setleri ile buluşturan markası Uçanbalık Eğitim, 2021-2022 eğitim öğretim yılını okul öncesi eğitime yeni yaklaşımlar getiren yayınlarla karşıladı.
 
Uzmanlar, bireyin, zekâ ve kişilik gelişiminin yüzde 90'ının tamamlandığı, ''erken çocukluk'' olarak da tanımlanan 0-6 yaş arasında çocuğa verilen kitapların özenle seçilmesini öneriyor. Yayıncılıktaki 37 yıllık tecrübesini ve eğitim yayınları konusundaki uzmanlığını erken öğrenme alanına da taşıyan Tudem Yayın Grubu'nun Uçanbalık Eğitim markası altında hazırladığı yayınlar, okul öncesinde çocukları düşünme, tasarlama, sorgulama ve üretme becerilerini geliştiriyor.

Devamını okumak için
tıklayın
Koray Avcı Çakman'la efsaneler canlanıyor!

Tarihî değerlerimize ve kültürel mirasımıza dair duyarlılığı artıran yapıtlarıyla tanınan yazar Koray Avcı Çakman'ın ödüllü romanı Almarpa'nın Gizemi, 20. Baskısı ile 80.000'i aşkın okura ulaştı.
 
Ege ve Akdeniz'in kesiştiği Köyceğiz ilçesindeki esrarengiz bir macerayı sayfalarına taşıyan bu sürükleyici roman, efsane ve söylencelerden beslenen yaratıcı kurgusu ile, sözlü anlatı geleneğimizi gelecek nesillere taşıma gayretindeki hikâye anlatıcılarına selam gönderiyor. 
 
Hayvanların, ormanların ve bitki örtüsünün korunması, doğal kaynakların bilinçli kullanılması, tarihî kent dokusuna sahip çıkılması ve gelecek nesillere aktarılması gibi önemli konulara değinerek farkındalık yaratan yazar, yeryüzünde yaşayan bütün insanların çevreye ve doğaya saygı duymaları gerektiğini hatırlatıyor.

Almarpa'nın Gizemi, anlattığı efsane ve söylenceler ile tarihine ve kültürüne sahip çıkan bilinçli nesiller yetişmesine katkı sunuyor.
300 e-kitabımızla Google Play Books ve Storytel'deyiz!

Pandemi süreciyle birlikte iyiden iyiye uyum sağladığımız dijital dönüşüm, okuma kültürümüzü ve alışkanlıklarımızı da zenginleştirdi, çeşitlendirdi. Bugünler belki de uzun süredir uyum sağlamak için direttiğimiz e-kitaplara yakınlaşmak için kaçırılmayacak bir fırsat!

Son beş yıldır e-kitap üretimini hızlandıran ve değişik platformlar üzerinden e-kitap satışı yapan Tudem Yayın Grubu, okur kitlesini genişletip dünyanın dört bir yanındaki okurlara ''anlık'' ulaşım sağlayabilmek adına Storytel ve Google Play Books'la işbirliği yapıyor.

Çizgili Pijamalı Çocuk'tan Çöplük'e, Süper Gazeteciler'den Sonsuzluk Kütüphanesi'ne Tudem Edebiyat ve Delidolu markalı 300 e-kitabımız Google Play Books'un ve Storytel'in e-kitap koleksiyonunda!

Tudem Edebiyat'tan 230, Delidolu'dan ise 70 kitabın hâlihazırda satışta olduğu e-kitap seçkimiz yepyeni eserlerle büyümeyi sürdürecek.
 
''İyi kitap''ların tadını benzersiz bir dijital okuma deneyimiyle buluşturmak için herkesi e-kitap arşivimizi keşfetmeye çağırıyoruz.
 
Storytel'in koleksiyonunda yer alan e-kitaplarımız için tıklayın.

Google Play Books koleksiyonunda yer alan e-kitaplarımıza ise, 
Google Play Books sitesindeki arama çubuğuna e-kitap adını yazarak ulaşabilirsiniz.  
Okula dönüş alışverişini Tudem kitabevlerine uğramadan tamamlamayın!

Tudem Yayın Grubu, İstanbul Beşiktaş ve Kadıköy, Ankara Kızılay ve İzmir Alsancak'ta yer alan kitabevleriyle, her yaştan okura renkli ve ''güvenli'' bir alışveriş deneyimi vadediyor!

Uzman eğitimcilerimiz tarafından özel olarak hazırlanan yeni nesil soru bankaları, deneme sınavı setleri, on binlerce okura ulaşan edebiyat eserleriyle bini aşkın eğitim ve kültür kitabının aktif olarak satışa sunulduğu Tudem kitabevleri haftanın altı günü hizmet veriyor.

Tudem kitabevlerinde buluşmak dileğiyle...


EYLÜL 2021 - TUDEM KİTABEVLERİ ÇALIŞMA TAKVİMİ

Tudem Beşiktaş Kitabevi: Her gün / 10.00-20.30
Tudem Kadıköy Kitabevi: Her gün / 10.00-20.30
Tudem Kızılay Kitabevi: Her gün  / 10.00-20.30
Tudem Alsancak Kitabevi: Her gün / 10.00-20.30
 
 
 
AĞUSTOS ayında yayımlanan yeni kitaplarımızı
incelemek için
tıklayın.
 
AĞUSTOS ayında tekrar baskısı yapılan kitaplarımızı incelemek için tıklayın.
 
 
Okulda başarının yeni adı: 3 Boyut

İlkokul ve ortaokul öğrencileri, öğrenmenin üç temel ilkesini bir araya getiren 3 Boyut kitaplarıyla artık okulda daha başarılı!
 
Yapılan araştırmalar, düzenli tekrar ve alıştırmanın öğrenmede kalıcılığı artırdığını gösteriyor. Bu noktada öğrenme süreçlerini destekleyici yardımcı materyaller, özellikle de eğitim yayınları önem kazanıyor. 

Türkiye'de nitelikli eğitimin yaygınlaşması adına 1984 yılından bu yana eserler üreten Tudem Yayın Grubu, 2021-2022 eğitim öğretim yılı için hazırladığı 3 Boyut adlı ürün grubuyla 2. sınıftan 8. sınıfa, ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin öğrenme süreçlerini destekliyor.

Millî Eğitim Bakanlığı'nın 2023 Eğitim Vizyonu hedefleri doğrultusunda benimsenen ''Beceri Temelli Eğitim Modeli''ne uygun olarak hazırlanan 3 Boyut kitapları, içerdiği bilgi grafikleri, pekiştirici alıştırmalar-etkinlikler ve beceri temelli yeni nesil testlerle öğrenmenin üç temel ilkesi olan bilgi, beceri ve yeterliliği bir araya getiriyor.

3 Boyut kitaplarını daha yakından incelemek için tıklayın
Gizlenerek özgür olamaz insan!

Miyase Sertbarut'un, görmezden gelinenler ile görünmezliğin izini sürenlerin düşlerini kesiştirdiği Bir Gün Herkes..., iyiliğin ve koşulsuz sevginin her türlü dayatmaya göğüs gerebileceğine işaret eden, umut yüklü bir roman.  

Farklı olana karşı istemsizce geliştirilen refleksleri, ayrımcı, önyargılı düşünce ve davranışları toplumsal bir ''mesele'' olarak ele alan yazar, eleştiri oklarını bireyin normallik algısı üzerine yönlendiriyor.  
 
Bir gün herkes 15 dakikalığına iyilik yapsa dünyanın iyilikle dolacağına ve yeni bir cennet aramaya ihtiyaç kalmayacağına vurgu yapan kitap, yaşadıkları çevrede kabul görmeye çabalayan çekirdek bir ailenin hayatını küçük mucizelerle doldurup inanılmaz kılmayı başarıyor.
Süper Gazetecilerin muhteşem dönüşü!

''Süper Gazeteciler'' serisinin yıllar sonra gelen beşinci macerası, sekizinci sınıfa giden dört arkadaşın, kendi çabalarıyla hazırlayıp dağıttıkları Süper Gazete için haber toplarken karıştıkları heyecan dolu serüvenleri anlatıyor; arkadaşlıklarını, okul ve aile ilişkilerini genç okurlarıyla içtenlikle paylaşıyor. Ortaokul sıralarındaki öğrencilerin ilk gençliğe girerken karşılaştıkları sorunların da ustalıkla yansıtıldığı roman, sürükleyici dili ve heyecanlı öyküsüyle, okurları daha ilk sayfalardan serüvene katıyor.

Süper Gazeteciler olarak tanıdığımız Evren, Selin, Yener ve Elif hayatlarına yön verecek sınava hazırlanmaktadırlar. Ancak Elif'in uzaklardan gelen akrabası, Evren'in evdeki kasada gördüğü sayfalar, Selin'in resimlerinin gizemli bir şekilde ortadan kaybolması ve Yener'i şaşırtan sürpriz, hayatlarını sınavdan daha çok etkilemek üzeredir. Dört arkadaş, tüm bu sorulara yanıt bulmak üzere kolları sıvarlar...
Zıt kutuplar birbirini çeker mi?

On üç yaşında ve birbiriyle tamamen zıt karakterde iki kız...

Kora'nın babası, Kelebek'in annesiyle evlenince, tamamen yabancı bu iki çocuk bir anda kardeş oldular.

Kelebek, bir odada kilitli kalmaktan uzaylı istilasına kadar tüm tehditlere karşı önlemini alan, takıntılı biri. Her şeye alerjisinin olduğunu düşünüyor ve düzensizliğe asla tahammül edemiyor. Peki, yurtdışında bir yatılı okulda büyümüş Kora'nın rahatlığı, Kelebek'i takıntılarından kurtarabilir mi? 

Hanzade Servi'nin ödüllü kitabı Kora ile Kelebek, apayrı dünyalarda yaşayan iki çocuğun, tüm bu farklılıkları çok özel bir dostluğa dönüştürmesinin eğlenceli ve hüzünlü hikâyesi...
Kalplere dokunan bir roman...

Küçük Jeremiah, büyük imkânlara sahip. Devasa bir evde, her türlü konforun içinde yaşıyor. Sahip olmadığı tek şey ise gerçekten istediği tek şey. Fakat bir gün, banjo adında bir enstrümanı keşfediyor. Duyar duymaz âşık oluyor sesine. Çalmak içinse elinden geleni yapmayı kafaya koyuyor. Gizlice uğraşması da şart sahiden; çünkü anne babası buna asla izin vermiyor.
 
Şapkada Eriyen Bay Karp kitabındaki muhteşem uyumlarından tanıdığımız Cary Fagan ve Selçuk Demirel, içinizdeki notalara ses verecek samimi bir anlatı sunuyor, Yol Arkadaşım Banjo'da. 

Duygudaşlıkla örülü bu samimi kitap, gerçek bir arzuyla sevenlerin ve hiç yılmadan çalışanların her zaman kazandığını anlatıyor ve her seferinde doğru notalara basıyor!
Ay kadar parlak ve görkemli bir cesaret öyküsü!

Karanlıktan korkan Duman'ın en büyük destekçisi, ışığıyla odasını aydınlatan Ay'dır. Duman, penceresinden gökyüzünü seyrettiği bir akşam Ay'ın etrafındaki bulutları kurda benzetir. Ay, bulutların arasında kaybolduğunda onu bir daha görememekten korkar. Duman kendini karanlıktan, Ay'ı da kurtlardan korumak için yola çıktığında hem en büyük korkusuyla yüzleşmiş hem de en iyi arkadaşıyla tanışmış olacaktır...

Tuba Kumaş'ın yazıp Ahmet Uzun'un resimlediği 2019 Tudem Edebiyat Üçüncülük Ödüllü Gece Parlayan, korkunun yerine cesareti, saklanmak yerine ortaya çıkmayı seçen iki arkadaşın rehberliğinde, tüm çocukları ve pek tabii ki yetişkinleri azimle ve cesaretle karanlığa karşı adım atmaya çağırıyor.
Türkiye'de pek de sıradan olmayan bir yaşam...

Kim Bu, 1959 yılında Galler'den, önce İstanbul'a sonra Aydın'a yerleşen Joan Kim Erkan'ın Türkiye'deki altmış yıllık hikâyesine odaklanıyor.

Erkan, ''yabancı gelin'' olarak geldiği ülkedeki yaşamından kesitler sunarken bu süre içinde Avrupa ve Asya'nın kavşağındaki Türkiye'nin geçirdiği değişimi, siyasal ve kültürel dönüm noktalarını ele alıyor. Kültür, sanat, siyaset ve iş dünyasından tanıştığı kişilerle anılarını sürükleyici bir dille paylaşıyor. 
 
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında Türkiye'deki yaşama dair gerçek bir tanıklığa dayanan kitabın anlattıkları dışarıdan bir gözlem gibi dursa da birçok bölüm, karakter ve olay aslında içeriden birinin gözlemi olarak aktarılıyor.
Delidolu'nun yabancı dilde bastığı ilk kitap!

Lady Who, 1959 yılında Galler'den, önce İstanbul'a sonra Aydın'a yerleşen Joan Kim Erkan'ın Türkiye'deki altmış yıllık hikâyesine odaklanıyor.

Erkan, ''yabancı gelin'' olarak geldiği ülkedeki yaşamından kesitler sunarken bu süre içinde Avrupa ve Asya'nın kavşağındaki Türkiye'nin geçirdiği değişimi, siyasal ve kültürel dönüm noktalarını ele alıyor. Kültür, sanat, siyaset ve iş dünyasından tanıştığı kişilerle anılarını sürükleyici bir dille paylaşıyor. 
 
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında Türkiye'deki yaşama dair gerçek bir tanıklığa dayanan kitabın anlattıkları dışarıdan bir gözlem gibi dursa da birçok bölüm, karakter ve olay aslında içeriden birinin gözlemi olarak aktarılıyor.

Delidolu, Joan Kim Erkan'ın kaleme aldığı Kim Bu / Lady Who'nun Türkçe ve İngilizce baskılarını eşzamanlı olarak yayımlayarak, kendi yayıncılık tarihinde bir ilke imza atmanın gururunu yaşıyor.  
İşte aradığınız yeni okuma günlüğü! 

Ziyaret ettiğiniz kitaplar sizde nasıl izler bırakıyor? Kitapların iç dünyanızdaki yansımalarını yazıya döker misiniz? Peki, bir okuma günlüğü tutmak okuma alışkanlıklarınıza neler katabilir?

Okuma Günlüğü, okuduğunuz kitaba dair unutmak istemediğiniz ayrıntıları, yorumları, anahtar sözcükleri, alıntıları ve sizde uyandırdığı çağrışımları not edip yıllar boyunca saklayabilmeniz için tasarlanan sade ve kullanışlı bir günlük.

Özgün tasarımı ve ciltli baskısıyla dikkat çeken Okuma Günlüğü, okurların başucundan eksik etmeyeceği ve yıllar sonra okurun seyir defteri olarak belki de kitap gibi okuyacakları bir miras aynı zamanda.
Belki de tek eksiğiniz azıcık CESARET!

Gülümse'nin yaratıcısı Raina Telgemeier'dan, kaygı ve korkularına teslim olmaktan çekinen hemen herkesin endorfin seviyesini artıracak, Eisner Ödüllü bir mutlu olma kılavuzu: Haydi Biraz Cesaret

Sanatçının on yaşından itibaren bilfiil yaşadığı anksiyete kaynaklı sağlık sorunlarının ve buna bağlı gelişen panik atakların mizahî bir dışavurumu olan kitap; gerçek insanlardan, zorlu terapi seanslarından ve okul anılarından yola çıkarak esin verici bir kendini kabullenme öyküsü anlatıyor.
 
Psikolojinin derinlerine inerek fobi, kaygı ve korku duygularına henüz ortaokul sıralarındaki bir kız çocuğunun dünyasından bakan bu ''iyileştirici'' çizgi roman, benzer sıkıntılarla mücadele edenlere yalnız olmadıklarını hatırlatıyor, kendilerini daha iyi hissedebilmeleri için okurlarını başkalarından yardım almaya çağırıyor.
 
 
Bu kitapta KORKUYA geçit YOK!

Dünyadaki en eski dört duygudan biri olan korkunun izini süren Sakın Korkma!, matrak çizimleri, bilgi ve farkındalığı artırmaya yönelik içeriği, etkileşimli etkinlik sayfaları ve göz alıcı tasarımı ile tarih boyunca insanların peşini ''bir türlü'' bırakmayan bu hisse dair ne varsa açıklığa kavuşturuyor.
 
Ürkek kalplere sahip miniklerin (ve pek tabii ki büyüklerin) kütüphanesinde bulunması gereken bu çok özel koleksiyon kitabı, on iki ayrı bölümde, korkunun kaynağından vücut üzerindeki etkilerine, korkunun hangi şekillere büründüğünden yerel kültürlerde ve hatta hayvanların dünyasında nasıl karşılık bulduğuna değiniyor, korkuyla baş etmenin yolları hakkında hap bilgiler veriyor.  
 
Korku türlerini çeşitli örnekler eşliğinde anlatıp okurun zihnini ve duygu dünyasını arındıran Sakın Korkma!, pek çokları tarafından korkunun karşıtı olarak gösterilen cesaret üzerine de soru okları fırlatıyor.
Geçmişten mutlu bir âna sığınacak olsanız, hangisini seçerdiniz?

İspanyol sanatçı Paco Roca, 2020 Eisner Ödüllü grafik romanı Ev'de çizgilerini bu kez aile ilişkileri üzerine konuşturuyor; babalarının ölümünün ardından yeniden bir araya gelen üç kardeşin geçmişle hesaplaşmalarını odağına alıyor.    
 
Sıradan bir ailenin pek de sıradan olmayan tarihini, yürekleri titretecek bir hikâye eşliğinde sunan kitap; zamanın ve yaşam koşullarının savurduğu hayatlara ayna tutuyor, insana dair ''tanıdık'' söylemlerde bulunuyor.
  
Sepya tonlardaki resimleriyle film tadında bir anlatı sergileyen Roca; geçmişin gölgelerine takılı kalan üç kardeşin hatıralarını canlandırıyor, dünyevî koşturmacalar yüzünden dünü unutup bugünü kaçıranların yitirdikleri hakkında düşündürüyor.
''Günlük de Neyin Nesi?''ni okumak için 10 neden!

 
Bu kitabı okumayan, günlük tutmaya heveslenemedi.
 
Bu kitabı okumayan, Mavisel Yener'le eğlenceli bir atölye çalışması yapmaktan yoksun kaldı.
 
Bu kitabı okumayan, yepyeni ufuklara yelken açamadı.
 
Bu kitabı okumayan, tanınmış insanların küçük günlüklerindeki büyük hikâyeleri keşfedemedi.
 
Bu kitabı okumayan, esnek düşünme, yaratıcı okuma ve yazma becerisini geliştiremedi.
 
Bu kitabı okumayan, Mavisel Yener'in çocukluk anılarına ve günlüklerine kahkahalarla gülemedi.
 
Bu kitabı okumayan, günlük, anı yazısı ve biyografi türleri arasındaki farklılıkları öğrenemediği için bütün yarışmalardan elendi.
 
Bu kitabı okumayan, bir günlüğün eğlenceli hâle nasıl dönüştürülebileceğini fark edemedi.
 
Bu kitabı okumayan, tarih boyunca yazılmış ilginç günlük örnekleriyle karşılaşamadı.
 
Ve bu kitabı okumayan, yazma ve okuma sevincini çoğaltamadı.

O yüzden siz siz olun, bu kitabı okuyanlardan olun!
Betül Avunç ile kısa kısa...

 
İkiz Gezginler'in okurla ilk kez buluşmasının üzerinden tam 25 yıl geçti. Şimdiye dek İkiz Gezginler Peri ve Ege nereleri gezdi, gördü, anlattı?
Peri ile Ege, İkiz Gezginler İstanbul'dan Bodrum'a adlı kitapta Çanakkale, Edremit, Kaz Dağı, Ayvalık, Manisa, Salihli, Bintepeler, Efes gibi Batı Anadolu'nun efsanelerle dolu antik yörelerini gezdiler. Çanakkale Boğazı'nı geçerken kanatlı koçun sırtında uçan kardeşleri gördüler ve onların öyküsüyle Antik Çağ'da oraya neden Hellespontos/Helle'nin Denizi adı verildiğini öğrendiler. Salihli'deki yıkık sarayda büyülü yüzüğünü takınca görünmez olan Giges'le tanıştılar, Bintepeler'de Lidya krallarının mezarlarını keşfettiler. Efes caddelerinde koştururken, Efesli iki çocuk olup oyunlar oynadılar ve daha pek çok serüven yaşadılar Batı Anadolu topraklarında.

İkiz Gezginler İstanbul'da adlı kitapta ise yaşadıkları kent İstanbul'u gezdirdiler okurlara. Dünyanın en büyük üç imparatorluğuna başkentlik etmiş bu eşsiz kentin Sultanahmet Meydanı'nda Roma Dönemi'ne dönüp heyecanla gladyatörleri izlediler, Ayasofya'da Bizans imparatorunun hayaletiyle şakalaştılar, Sultanahmet Camisi'nde Osmanlı'nın muhteşem çinilerini gördüler ve İstanbul'un farklı köşelerinde gezip eğlenirken kentin geçmişiyle bugünü arasında efsane dolu yolculuklar yaptılar.

Serinin İkiz Gezginler Troya'da adlı kitabında Çanakkale'deki antik Troya kentindeydi Peri ile Ege. Burada tanıştıkları Esin Perisi onları Troya efsanelerinin içinde dolaştırdı. Zeus'un sarayındaki düğün şölenine konuk olup Antik Çağ yemeklerini tattılar, Kaz Dağı'nda tanrıçalar arasında yapılan dünyanın ilk güzellik yarışmasını izlediler, derken kendilerini ünlü Troya savaşının içinde buldular.

İkiz Gezginler Güneş'in Sarayında adlı kitapta Peri ile Ege'nin yolu bu kez bulutların tepesine, Güneş'in sarayına düştü. Altın ışıklı sarayında oturan adamın güneş tanrısı değil, mitolojinin Helios'u, yani Güneş'in ta kendisi olduğunu gördüler. Orada, babasının yerine geçmek isteyen Güneş'in oğlunun gökyüzünde başlayıp yeryüzünde biten fantastik serüveni bekliyordu onları.

Serinin en yeni halkası İkiz Gezginler Yeşillikler Ülkesi'nde ise, Peri ve Ege'nin bu kez Bursa ve çevresindeki serüvenlerini konu ediniyor. 
 
Çeyrek asırdır çocukların ve hatta yetişkin okurların, İkiz Gezginler'in serüvenlerini büyük ilgi ve heyecanla takip etmelerini neye bağlıyorsunuz?
Sanırım İkiz Gezginler, çocuk edebiyatımızda tarih, arkeoloji ve mitolojiye eğilen yeni bir alanın öncüsü olarak önemli bir boşluğu doldurduğu için ilgi çekti. Eğitimcilerden, velilerden, İkiz Gezginler üzerine yapılan akademik çalışmalardan edindiğim izlenim böyle. Batı uygarlığının temellerinin yattığı, Anadolu Uygarlıkları gibi benzersiz bir hazineye sahip olan bu toprakların çocuklarının kültürel mirasımızı dünyadaki herkesten önce öğrenmesi gerekir diyerek bu işe girişmiştim. Arkeolojinin ikiz kardeşi mitolojinin çekiciliğinden yararlanarak kurguladığım kitaplarda bir arkeolog olarak verdiğim bilimsel bilgileri yazar yanımla okuru eğlendiren heyecanlı serüvenlerle sarmalamamın da payı olmalı İkiz Gezginler'in bu kadar sevilmesinde. Heyecanla takip edilmesinin önemli bir nedeni ise elbette sürükleyicilik.    
 
Henüz raflara giren İkiz Gezginler Yeşillikler Ülkesi'nde güzel Anadolu'muzun tarihine renk katan hangi ilginç olayları ve kişileri sayfalarına konuk ediyor?
İkiz Gezginler'in son serüveni, ''Yeşil Bursa'' olarak anılan güzel kentimiz ve çevresinde geçiyor. Peri ile Ege oraya ''Yeşillikler Ülkesi'' diyorlar. Osmanlı Dönemi'nde yaşamış Çekirge Sultan'la, Arkeoloji Müzesi'ndeki çenesi düşük İskelet Hanım'la, eski Anadolu'nun Ana Tanrıçası Kibele ve dev adam Herakles'le, Karagöz ve Hacivat'la, olağanüstü atların bulunduğu gizli haranın yerini bilen küçük seyis Talya ile, Uludağ'ın bir kaynak gölünde yaşayan su perileriyle ve daha birçok kişiyle tanışıp, geçmişle günümüzü buluşturan renkli serüvenler yaşıyorlar Bursa'da.    
 
Sizi eski çağların büyüleyici öyküleri üstüne yazmaya iten şey ne oldu?
Arkeolojiyle mitolojinin büyüsü... Eski çağların tarihsel ve mitolojik öyküleri çocukken önce beni, sonra kendi çocuklarımı büyülediğine göre, diğer çocukların da etkileneceğini düşündüm ve onlara yurdumuzun eşsiz kültürel mirasını anlatmak için bu öykülerden yararlandım.    
 
İkiz Gezginler'in serüvenleri devam edecek mi? Takipçilerini ne gibi sürprizler bekliyor?
İkiz Gezginler'in serüvenleri yakında çok farklı bir kitapla devam edecek. Bu kez takipçilerini bizim ülkemizle birlikte eski dünyanın başka ülkelerine de götürecek Peri ile Ege. Antik Çağ'ın dünya harikalarını ziyaret edecekler. Biri dışında hiçbirinin günümüze kalmadığı o harika yapıtların geçmişte tüm görkemleriyle ayakta durduğu zamanlara yolculuk edecekler.
 
 


Savaşın gölgesinde canlanan anılar! 

Mustafa İsmail Dönmez, Akdeniz Sürgünü'nü Cumhuriyet Kitap'ta değerlendirdi.


Anılar kökleri besler...

Özlem Toprak, Ev'i İyi Kitap'ta inceledi.

• Murat Tanakol, Kurmaca ve Eleştiri'yi Cumhuriyet Kitap için yazdı: ''Edebiyat ütopyanın özel bir biçimi!''

• A. Erkan Koca, Editör Ne İş Yapar'ı serbestiyet.com'da değerlendirdi: ''Editör ne iş yapar? Ya da, fazladan iki adım attırmak''

• Eren Özlü, Futbol Savaşı'nı Milliyet Kitap için yazdı: ''Bir gazetecinin gözünden''

• Deniz Poyraz, Yalınayak Gen 9: Sınırları Aşmakİyi Kitap için inceledi: ''Sınırların olmadığı bir dünya hayali''

• Yazarımız Betül Avunç, İkiz Gezginler Yeşillikler Ülkesinde'yi Ajandakolik'ten Nilüfer Türkoğlu'na anlattı: ''Çocuklar İkiz Gezginler ile kültürel miraslarına sahip çıkmayı öğreniyor''

• Mehmet Erkut, Sakın Korkma'yı İyi Kitap'ta değerlendirdi:
''Korkudan korkmamak için korkuyla tanışmak
''

• Devrim Yılmaz, Gölge'yi Hürriyet Kitap Sanat'ta inceledi: ''Dostluk ve dayanışma karşısında hiçbir kötülük tutunamaz''

• Olcay Mağden Ünal, Evden Çıktığımda'yı İyi Kitap'ta değerlendirdi: ''Sessiz bir cesaret'' 
 
 
Erken Öğrenme Yayın Koordinatörümüz Şenay Erdem sizin için seçti:


SAYILARIN EN BÜYÜĞÜ
Magnus Holm - Rune Markhus

Norveççeden dilimize çevrilen Sayıların En Büyüğü orijinal konusu ve farklı grafik stili ile hem çocukları hem de yetişkinleri cezbeden alışılmadık bir kitap.

''Sayılar'' üzerine hazırlanmış oldukça sıradışı bir çalışma olan bu kitabı elinize ilk aldığınızda ve sayfaları çevirdiğinizde, Norveç'in günlük yaşamından öğeler ile kış mevsimi ve dağlara ait renkli kompozisyonlar sizi âdeta kendine çekiyor.

Öncelikle, kahramanımızın yani ertesi gün 6 yaşına basacak ama bugün 5 yaşında olan Lina'nın günlük yaşamından, küçük ve büyük sayılar hakkında başlayıp, sonsuzluk ve evren kavramlarına uzanan merak ve sorgulama gücünü gözlemliyoruz.

Küçük Lina ailesiyle birlikte dağ evlerine giderken elektrik direklerini saymaya başlar. Çünkü Lina kendince saymayı bilir, rakamları tanır. Tam 249 tane elektrik direği sayar. Peki ya sonrası? 249'dan sonra 250 geldiğini bilir, ama ondan sonrası? Lina, babasından da destek alarak en büyük sayıyı büyük bir merakla araştırmaya başlar. Babası sayılarla çalıştığı için onlar hakkında her şeyi bilir! O arada Lina da şunu öğrenir: ''Her zaman bir öncekinden daha büyük bir sayı vardır.'' O zaman milyondan da büyük bir sayı vardır! Hatta sonsuz bile olsa daha fazlası hep vardır!

Küçük Lina aradığı cevabı sonunda babasından alır: ''Googolpleks.''

''En büyük sayılardan bir tanesi, en azından düzgün bir ismi olan en büyük sayılardan bir tanesi!'' der babası.

İşte evrene bile sığamayacak olan bu sayının hikâyesi kitabımızın içinde saklı!

Googolpleks dünyanın en büyük sayısı değil; ama düzgün bir ismi olan en büyük sayılarından biri. Matematikçi Edward Kasner, dokuz yaşındaki yeğeni Milton Sirotta'dan, hayal edilemeyecek kadar büyük bir sayıya isim vermesini ister. Milton bu sayıya Googol adını verir. Bununla yetinmeyen Milton, ardından daha büyük bir sayı tanımlar: Googolpleks. Bu sayı ''1'den sonra yoruluncaya kadar 0 yazmak'' olarak tarif ediliyor ve 10googol olarak gösteriliyor.

Bu arada çocukları sürece dâhil edebilmek için kitap sayfalarında bazı çizimlerin nokta birleştirme hâlinde verilmesi de oldukça yaratıcı bir detay olarak göze çarpıyor. Çünkü çocuklar, sürece katkıda bulundukları durumlara saygı duyarlar.

Bence sadece çocukları değil yetişkinleri de okurken daha fazla araştırmaya davet edecek, karmaşık ve zengin evreni sorgulatacak, çokça keyif verecek, dinamik bir kitapla karşı karşıyayız!


Sayıların En Büyüğü / Yazan: Magnus Holm / Resimleyen: Rune Markhus / Türkçeleştiren: Nezihat Bakar Langeland / Uçanbalık / 2017 / 44 sayfa / Resimli Kitap / 5 yaş ve üzeri
 
 
Yazarımız Beyza Akyüz sizin için seçti: 


YAĞMUR DAMLALARINDAN KOLYE
Joan Aiken

Bir hikâyeci önce güven vermeli okura. Sanki onu bildiği dünyalarda gezdirecekmiş gibi yavaş yavaş çıkarmalı odasından. Sonra başka alemlere götürmeli, gezdirmeli ve tekrar güvenle bırakmalı aldığı yere. Benim için marifetli öykücünün alametifarikası budur. Joan Aiken, sanırım bu konudaki ustalardan biri. Masalsı öykülerinde her şey öyle sıradan başlıyor ki hiçbir beklenti yaratmıyor kurduğu dünya ile. Ama sonra öyle şaşaalı bir geçişle de değil, gayet mütevazı ve olağan bir şekilde sizi fantezinin ortasına çekiveriyor. Mesela turta yaparken hamurun içine gökyüzü kaçtığı için turtasıyla göklere uçan bir karakterle, bilmem kaç kat yukarıdaki bir turta adasında yaşamaya başlayabiliyorsunuz birden. Ya da bir peri uğruyor evinize ve size altından mücevherler veya ipek kıyafetler vermek yerine eski elbiselerini bırakıp gittiği için mutlu olabiliyorsunuz. Aiken, işte böyle hiç umulmadık anlarda garip boyutlar açıyor sıradan hayatın içine. Ve bence yazarı asıl etkileyici kılan, bu masalları yazıya dökerken kullandığı sade, sakin dilde yatıyor. Biz Şarkılılar, fantastik hikâyeleri büyük büyük anlatmayı severiz, fakat Aiken bir Garplı olarak İngiliz üslubunu çok iyi yansıtmış. İngiliz dilinin sade ama derin anlatıya elverişli yapısı da ona anadilinin artılarını kullanma şansı vermiş.
 
 
Kitapta sıkça kullanılan tekrarlar, tekerlemeler, şiirler de hikâyeleri sözlü olarak anlatmayı oldukça elverişli kılıyor. Örneğin bir gün, her büyükanne gibi torununa battaniye ören Büyükanne Noot'un ördüğü yıldız yamalı örtü, uzak diyarlardaki Ali Bey tarafından çalınır ve battaniye türlü maceralardan sonra geri geldiğinde evde onlarca deve ile yaşamaya başlarlar. Battaniye örmeyi kolaylaştıran tek şey ise tekerleme söylemektir. Hani siz de örerseniz belki diye, şuraya iliştireyim tılsımlı sözleri.
 
''Ay ve mumlar
Işığınız gerek bana,
Ocaktaki ateş
Parlasın yana yana.
İğne uçar yel gibi
İplik koşar süratli,
Yıldızları diker
Ve yorgan biter.
Gelmiş geçmiş
En güzel yorgan,
Yapıldı sevgiyle
Binlerce yıldızdan.''
 
Hamur mayası yediği için giderek büyüyen dev kedinin, çöldeki tren garında çalışan üç adamın, yağmur damlası ile tılsımlı kolyeler dağıtan kuzey rüzgârının ve daha nice şaşırtıcı, gülümseten, zekice düşünülmüş karakterin sıradan görünümlü fantastik hikâyelerini keşfetmek isteyenler için keyifli bir kitapla baş başayız. Yağmur Damlalarından Kolye'yi okumayı bitirdikten sonra dahi mutfakta, bahçede ve oturma odasında gözünüz hep kitaptaki karakterleri arayacak :)

 
 
* Yağmur Damlalarından Kolye / Yazan: Joan Aiken / Resimleyen: Jan Pienkowski / Türkçeleştiren: Berk Cankurt / Tudem Yayınları /  2011 / 88 sayfa / Masal / 7 yaş ve üzeri
 
 
Yetenekli illüstratörlerimizden Oğuz Demir ile ''çizginin ucunda''...


Oğuz Demir'i resim yapmaya iten şey neydi?
Çocukken, ilk tanıştığım kitaplar çizgi romanlardı. Çizmenin benim için en uygun kendini ifade etme şekli olduğunu ve dikkat çektiğini mizah dergileri ve çizgi romanlar sayesinde keşfettim; üstelik bunu yaparken keyif de alıyordum. Çizimlerim lise yıllarında mizah dergilerinde yayımlanmaya başlayınca baktım bu işten para bile kazanıyorum, ''Mesleğim bu olsun,'' diye düşündüm.
 
Bir çizer olarak gününüz nasıl geçiyor?
Gün içinde bir çizer değilim. Dalyan'da yaşıyorum ve çizerlik dışında bir sürü şeyle uğraşıyorum. Bahçe işleri, ahşap işleri, her şeyin tamiri, ailemle zaman geçirme, yazışmalar ve diğer günlük işler...

Çizerliğim her gece 12'de çalışma masasına oturmamla başlıyor ve sabah 6-7 gibi bitiyor. Gece saatleri, günlük işlerden, telefondan, sesten uzak, kafamın en boş olduğu, en iyi düşünebildiğim, çizebildiğim zaman.
 
Hayatı çizginin ucunda görmek nasıl bir duygu?
Bir objeye, bir olaya sonsuz farklı açıdan bakıp sonsuz farklı şey görebilirsiniz. Çizmek sizi buna zorlar. Daha önce kimsenin görmediği bir açıdan görmek için çalışırsınız. Sizi farklı yapan şey, o açıyı yakalayabilme yeteneğinizdir. Bence iyi bir çizer olmanın gerekliliği budur.

Yapmaya çalıştığım şey bu. Elimde bir konu var, ilk gördüğüm şeyi çizmenin anlamı yok, bunu zaten herkes görmüştür. Konuyu elime alıp evirir çeviririm, güzel bir açı bulmaya çalışırım. Eskizini çizerim, beğenmem, aklıma yatana kadar tekrar tekrar çizerim. Sonrası kolay, orijinalini çizerim ve bazen ''Hah oldu!'' derim.
 
Oğuz Demir'in paletinden genelde ne tür işler çıkıyor? Çizim serüveninizde sizi etkileyen özel bir isim oldu mu?
İki paletim var:
İlki çocuklar için. Çocuk kitabı resimlemek fırçama görsel anlamda geniş bir hareket alanı verdiğinden, bu işi keyif alarak yapıyorum. Çizerken eğlenebiliyor olmam, ortaya çıkacak işin güzelliği için önemli.

İkinci paletim karikatür için. Karikatür, hem zihinsel hem de görsel olarak en özgür hissettiğim, kendimi en iyi ifade edebildiğim alan. Dünyaya bakışımı çizerek anlatmak, hem kendimi en iyi ifade edebilme şeklim hem de beni zihinsel olarak besleyen bir uğraş.
 
Beni çizgi konusunda ilk etkileyen kişi kuzenimdir. On yaşındaydım, o benden beş altı yaş büyüktü. Bir gün beraber at resmi çiziyorduk, daha ben kafasını bitirmeden o üç beş çizgiyle çok basit ve güzel bir at çizdi. Anlatmak istediğini birkaç çizgiyle anlatabiliyor olmak bana çok çekici geldi. Sonra resmi bırakıp karikatür çizmeye karar verdim.
 
Tudem Yayın Grubu ile yollarınız nasıl kesişti?
2016 yılında eşim Didem Ünal Demir'in yazdığı ve benim resimlediğim Ormanda Alfabe kitabını Uçanbalık'ın yayımlamasıyla Tudem'le tanışmış oldum. Sonra yine eşimle çalıştığımız Denizde Sayılar'ı, Mustafa Kemal Yılmaz'ın yazdığı Primatlar Banyo Sırasında kitabını ve kendi yazıp resimlediğim Bir Devekuşu Her şeyi Yapabilir!'i Tudem için çizdim. Bir de İyi Kitap Dergisi için çizdiğim kapaklar var. Hepsi de bana geniş hareket olanağı sağlayan, çizerken keyif aldığım çalışmalar oldu. Bir Devekuşu Her şeyi Yapabilir!'in aynı zamanda yazarı da olmak benim için zevkli bir deneyimdi.
 
 
Çevirmeni Berk Cankurt'un gözünden Futbol Savaşı


Hayatta kimi meslekler var ki, ilkeli bir şekilde icra edilmedikleri takdirde dünyayı katlanması daha zor hâle getirebiliyorlar. Sözgelimi, en başta hakikatin, hakkın ve adaletin gözetilmesi gereken avukatlık mesleğinde kimi zaman nasıl türlü alavere dalavereyle suçluların aklanmaya ya da en azından suçlarının hafifletilmeye çalışıldığını ve bu kutsal mesleğin, ilkelerinden uzaklaşarak böylece bir tür ikna etme sanatına döndüğünü görüyoruz. Benzer bir şekilde, sayesinde doğru bilgiye ulaşacağımızı düşündüğümüz gazetecilik mesleğinin itibarının manipülatif ve provokatif motivasyonlarla hazırlanan yalan haberlerle nasıl zedelendiğini her gün şaşkınlıkla izliyoruz. Geride bıraktığımız yüzyılın sıradışı gazetecilerinden biri olan Ryszard Kapuściński'nin meslek hayatının önemli dönemlerine odaklanan Futbol Savaşı ise, gazeteciliğin doğru, ilkeli bir biçimde icra edildiğinde ne kadar önemli bir iş olduğunu bize tekrar hatırlatıyor.

2007 yılındaki ölümüne dek, elli yılı aşkın süren meslek hayatında neredeyse gezilmedik ülke bırakmayan Kapuściński'nin bu kitabında beni en çok etkileyen şeyin, her şeyden önce sadece ve sadece hakikatin peşine düşen bir gazetecinin mesleki ve etik duyarlılığı olduğunu söyleyebilirim. Bu duyarlılık, Afrika'nın sömürülmüş topraklarını ve yitip giden hayatlarını, Orta Amerika'nın kayıp devrimcilerini, ancak savaşlar yüzünden gündeme gelebilen ''üçüncü dünya'' ülkelerini, beyazın siyah, zenginin fakir, zorbanın mazlum üzerindeki tahakkümünü kapsayan bir duyarlılıktı. Yine kitabın ilgi çekici özelliklerinden biri, esasen bir savaş muhabiri olan Kapuściński'nin birçok bölümde haberleri okura bizzat sahadan ve cepheden bildirmesiydi. El Salvador ile Honduras arasında çıkan, ayrıca kitaba adını da veren meşhur ''futbol savaşı'' sırasında çatışma bölgesinde bulunan ve birkaç kez ölüm tehlikesi yaşayan gazeteci, kendisi kadar şanslı olmayan askerlerin ve sivillerin ölüm anlarını da çarpıcı bir dille anlatıyordu. Kapuściński'ye sıradışı gazeteci sıfatının yakıştırılmasındaki en büyük nedenin, üçüncü dünyanın gerçekliğine yaşamı pahasına dalabilmesinden ve bunu yaparken de kendine özgü, edebî bir dil kullanabilmesinden kaynaklandığını düşünüyorum.

Gelişen teknoloji ve küreselleşme sayesinde bizden on binlerce kilometre uzaklıktaki halklar, toplumlar ve ülkeler hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Bunda gazeteciliğin araçlarının değişmesinin de payı var. Fakat araçları değişse bile ilkeleri değişmiyor gazeteciliğin. İşte bu yüzden hâlâ, Kapuściński'nin bir başka kitabında, Şahların Şahı'nda söylediği gibi, ''serbest dolaşımdaki, özgür, kaçak, başkaldıran, üniformasız ve ruhsatsız, zorbaların korkulu rüyası olan sözcüklere'' olan ihtiyacımız sürüyor.




* Futbol Savaşı / Yazan: Ryszard Kapuściński / Türkçeleştiren: Berk Cankurt / Delidolu Yayınları / 2021 /  272 sayfa / Kurmaca Dışı / Yetişkin
 
 
Can Göknil çizgiden beslenen yazma tutkusunu anlatıyor...

Babam derdi ki: ''Bir iş yap ama yaptığını tam yap.''
Babamın sık tekrarladığı bir cümlesi daha vardı: ''En iyi arkadaş kitaptır.''
Böylesi öğütlerle büyüdüm, okullar bitirdim, sonunda ressam oldum.

Yirmili yaşlarımızda ve hatta otuzlarımızın başlarında eşimle New York'ta çalışırdık. Dell Yayınevi'nde grafikerdim. Öğle tatillerimin birinde 5. Cadde üzerinde bir kitapçı vitrininde, Frederick isimli bir fare, kitap kapağından bana el etti. Kitapçıya daldım, raflarda Frederick'i buldum. Resimli bir çocuk kitabıydı, Leo Lionni hem yazmış hem resimlemişti. Fare Frederick'i elime aldığımda babamın ruhu kulağıma fısıldadı sanki: ''İşte sana hem resim hem kitap,'' diyordu. ''Yepyeni bir yol.''
 
Yolumu genç yaşta bulmuştum. Uzun araştırmalar sonucunda resimlerimdeki naif anlatımcı tarzımla çocuk kitaplarının hayalci sayfalarında yol almak hiç zor olmadı. Zor olan yazmak ve yayınevi bağlantısı kurmaktı. O yıllarda resimlerime birkaç cümle eklemeden resimli öykülerimin kitaplaşma şansı yoktu. Yazmak zorundaydım çünkü resimli çocuk kitaplarının tutsağı olmuştum.
Sonra ülkeye döndük. Öz kültürümüzü tanımak için okuyordum. Okudukça sözcükleri çok sevdim. Dilimizi de. Bir uyanış daha yaşadım: Gözümüzle gördüğümüz her şeyin sözü varmış meğer. Bu konuda arkadaşımla sohbet ederken o, ''Söz ve Göz Kardeşliği'' diye şairce noktayı koydu.

O gün bugün okudukça veya düşündükçe sözcük biriktiriyorum resim sehpamın alt çekmecesinde.

Bazen bir sözcük seçip onun resmini yapıyorum. Ama bazen tam tersi de oluyor; bir tablomu sözlendiriyorum. Günümüz sanatlarındaki disiplinlerarası paylaşımlar hoşuma gidiyor. Örneğin kitap kavramını sanat objesi olarak yorumlayan sergilerim var. Kitap-Evi sergimde kitabın ev sahibi olduğu bir ortamı kurgulamıştım. (Galeri Apel, 2010) Aynı sanat galerisinde gerçekleştirdiğim Sazlı, Sözlü sergimde (2014), sevda türkülerine resimler yapmıştım: 45 parça saz, söz ve göz... İzleyici, türküleri dinledikçe tablolara yakınlaştı. Ressam, resim, saz ve söz birlikteliğini yaşamıştık.

Yazmak, çizmek ve farklı açılımlarıyla kitabın her hâlini seviyorum. 
                                                                                                
 
 


Öğrenmenin üç temel ilkesi, 3 Boyut'ta bir araya geliyor. İlkokul öğrencileri; bilgi, beceri ve yeterliliklerini artık 3 Boyut kitaplarıyla ölçüyor.


Video için 
tıklayın
 
 
Sosyal medya aracılığıyla okurlarımızdan gelen yüzlerce paylaşım arasından birini seçtik. @perilervedevler'e bu güzel fotoğrafı ve değerlendirmesi için teşekkür ediyoruz. 

Bir sonraki bültenimizde hangi takipçimiz yer alacak, biz de merakla bekliyoruz.  
 
 
İyi Kitap'ın 136. sayısı yayında!

Her daim ''iyi kitap''ların izini süren İyi Kitap, iki aylık yaz arasının ardından yeni yayın dönemine merhaba diyor!

Birbirinden renkli kitaplar ve nitelikli inceleme yazılarıyla dolu Eylül 2021 sayımızda, okurlarımızı her zamanki gibi ''iyi kitap''larla buluşturmaya devam ediyoruz.  
 
Tudem Yayın Grubu bünyesinde çıkarılan ve ücretsiz olan İyi Kitap'ı 
www.iyikitap.net
Dergilik ve Magzter üzerinden okuyabilir, dilerseniz bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

İyi Kitap'la ilgili güncel bilgilerden haberdar olmak için derginin sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz.
 
 
Copyright © 2021, Tudem Yayın Grubu, tüm hakları saklıdır.
Bu e-posta, Tudem Yayın Grubu iletişim listesine kayıtlı olduğunuz için gönderilmiştir. 
 
TUDEM YAYIN GRUBU
1476/1 Sokak No:10/51 35220 Alsancak, Konak / İzmir
Tel: 0(232) 463 46 40 Faks: 0(232) 464 11 73

www.tudem.com 

 
İş bu bilgilendirme e-postalarımız 6698 sayılı kanun kapsamında ilgili maddelere uygun olarak yapılmaktadır. 6698 sayılı KVKK Kanunu kapsamında Kişisel Veriler ile İlgili Aydınlatma metnimize www.tudem.com/KVKK adresinden ulaşabilirsiniz.